Dış ticaret işlemlerinde temel hedef, ithalatçının talep ettiği malı istediği kalitede ve zamanda alabilmesi, ihracatçının ise ihraç ettiği malın bedelini sorunsuz bir şekilde tahsil edebilmesidir. Bu süreci güvence altına alan en etkili ödeme yöntemi ise akreditiftir.
Akreditifte birbirini tanımayan taraflar arasında banka aracılığıyla güvence sağlanır; akreditifi açan banka, ihracatçının akreditifte belirtilen belgeleri, akreditife uygun ibrazı halinde ödeme yapar.
Teyitli akreditifte, akreditife teyidini ekleyen banka aynı akreditifi açan banka gibi, uygun vesaik ibrazında ödemeden sorumludur.
Akreditif hem ithalatçı hem de ihracatçı için güvenli bir ödeme yöntemi olup, sürecin sorunsuz işlemesi için tarafların akreditifin işleyişini ve kurallarını iyi bilmesi gerekmektedir. Bu sayede akreditif, hem ithalatçıyı hem de ihracatçıyı korur.
Ancak yıllar içinde akreditifin kullanım oranında bir azalma görülmektedir; bunun en büyük nedeni, firmaların akreditif kurallarını tam olarak bilememesi ve rezerv konularıyla yani akreditife uygun olmayan belgelerle karşılaşılmasıdır.
ICC (International Chamber of Commerce) broşürlerine tabi olarak açılan akreditiflerde uygun ibraz’ın gerçekleştirilebilmesi için sadece akreditif şartlarının yerine getirilmesi yeterli değildir;
UCP 600 (Uniform Customs and Practice for Documentary Credits) ve ISBP 821 (International Standard Banking Practice) kuralları çerçevesinde, uluslararası genel bankacılık prensiplerine uygun olarak akreditifte istenilen belgelerin hazırlanması gerekir.
Bu nedenle akreditif belgelerini hazırlayacak ihracatçıların bu kurallara hakim olması büyük önem taşır.